@huzur-un
°•●♡
Posts
892
Last update
2023-09-16 12:39:26

    Hangi mevsimdeyiz böyle

    Paletimde renkler kaskat

    Oysa durmadan boyamalıyım hiç durmadan

    Renklerini yitirmiş hayatı.

    Mevsimlerden keder mi söyle

    Dinle! ruhumun yatışmasını bekleyemem,

    Gitmeliyim ve giderken

    Bakmamalıyım gözlerine hayat denen fakirin.

    Su içtiğim ellerden

    Bana bir pişmanlık gelsin istemem.

    Dinle! hatırladıkça üzüyor beni

    Geri çekilirken yaktığım rüyâ

    Mevsimlerden keder mi söyle,

    Ne giysem yakışmıyor uçurumlardan başka

    Dağıtamıyor hiçbir güneş ruhumdaki sisi

    Ve ben hâlâ yarın güzeldir diyorum

    Kalmasa da albenisi.

    İbrahim TENEKECİ

    HAYAT...

    İyi ki yapmışım dediğim şeyler var.

    Aynı zamanda keşke'lerimde ...

    Engellemek istediğim başlangıçlar var.

    Unutmayı yürekten dilediğim kişiler

    ve zamanlar...

    Unutamadığım, unutmayacağım DOSTlarım var.

    Hayatımdan seneler çalan insanlar ...

    Hafızamdan silmek istediğim görüntüler var, silemediğim.

    Sözler var, duymamış olmayı dilediğim ama duyduğum.

    Herşeye rağmen isyan etmemek!!!

    Hiç birşeye hiçbir zaman!..

    Rabbim sınıyor ama merhametini de esirgemiyor bizden..

    buna da şükürler olsun!..

    Hala yüzümün gülümsemesini sağlayan sebeplerim var..

    YAZMALIYDIM SEN

    İkimiz de farkındayz,

    Saatlerim bitiyor,

    Zaman hazırlanıyor

    Perdeyi kapatmaya

    Yazmalıydım seni,

    Suskun,lal ama

    Yüreği atan mısralara,

    İşlemeliydim ,

    İlmik ilmik yaşanmışı,

    Senden, sana yolculuğumu

    Uzatmamalıydım naz namına,

    Daha çok yaşatmalıydım,

    Beni sana pervasızca,

    Gerçi; beni göreceksin

    Kızımın gözlerinde,

    Oğlumun gülüşnde,

    En çok da kendinde,

    Olsun ama,

    Sevgim kokmalıydı dizelerde

    Çok sevmiş demeliydiler

    Kanamalıydı yürekleri,

    Seni yazmalıydım.

    Alınan, gücenen insanları sevin..

    Pişkin olmayan, yüzü kızaran, utanan insanları hele..

    Tabaktaki son lokmaya uzanamayan,

    “Ben doydum sen bitir” diyen..

    Sizi sadece siz olduğunuz için seven..

    İhtiyacınızı görebilmek için acemice yalanlar söyleyen insanları..

    Size sarıldığında kollarıyla değil yüreği ile sarılanları..

    Derdinizi paylaştığınızda sizinle ağlayanları..

    Düğününüzde sizden çok oynayanları..

    Annenize ana, babanıza emmi diyen,

    Çatal bıçak kullanmayı beceremeyen ama önünüze koyduğu her lokmanın helal olduğuna adınız gibi emin olduğunuz insanları..

    Hakkınızda kötü bir şey söylendiğinde

    “Nasıl, Ne zaman” diye sormadan

    “Hayır o öyle şey yapmaz” diye ıkışan,

    Ağlayabilen, içten kahkaya atabilen, türkü söyleyebilen, türkülere ağlayabilen insanları sevin...

    İnsan öldüğünde en yakınının, en sevdiğinin unutma süresi 18 aymış.

    Yani 18 ay sonra acısı diner, sizi tatlı bir anı olarak anımsarmış.

    Düşününce içim  acıd bir an

    Değer verdiklerimin,çok sevdiklerimin,

    "onlar olmadan asla olmaz" dediklerimin beni 18 ay sonra unutacak olması...

    İyi bir iş, geniş bir ev, bir araba, emeklilik hayalleri, “hele şu da olsun rahatlayacağım” derken bir bakıyorsun hayatın sonuna gelmişsin

    Lakin bizim yaratılış sebebimiz araba, ev, bağ, bahçe değil ki...

    Hiçbir değer üretmeden, iz bırakmadan yaşanan bir hayat 80 yıl değil de 800 yıl olsa ne yazar ki?

    18 ay da unutulduktan sonra...

    Yazık oluyor bize. Çok ucuza gidiyoruz.

    -İnsanın yetiştirdiği öğrencileri olmalı, öğretmen olmasa bile...

    -Yazdığı bir kitabı olmalı en azından, ya da yazmaya niyetlendiği...

    -Tanımadığı, adını bile bilmediği insanlarda iz bırakmışlıı olmalı...

    -Birileri çevirmeli yolunu “Siz beni tanımazsınız ama ben sizi tanıyorum, siz benim hayatımı değiştirdiniz” demeli yllar sonra...

    -İnsanlara selam vermekten korkmak şöyle dursun, tanımadığı onlarca insanın yüreğine dokunmalı, sohbet etmeli, dertleşmeli, arkadaş olmalı...

    Velhasıl kelam eşyaya ve kula kul olmak değil ,iyi ve verimli bir insan olmak önemli ...

    Ah bu çok fazla dünya telaşesine dalmışlığımız yok mu... ?

    Mezardakilerde aynısını yapmıtı …

    Kimi gözler bir acı taşır içinde.

    Dokunsan ağlayacak,

    Ağlasan susacak!

    Kimi gözler bir hasret taşır içinde.

    Sarılsan geçecek, konuşsan gülecek!

    Kimi gözler bir dost arar

    Sahiplenecek bir yürekte,

    Konuştukça dinleyecek,

    Sustukça hissedecek...

    Melih Cevdet Anday

    İnsan tamamlanmamış bir cümledir.

    Hevesleri, beklentileri, erteledikleri, kursağında kalmış kelimeleri, kaçırılmış bakışları, gizledikleri, bitirilmemiş mektupları, susuşları ve istemsiz veda edişleriyle tamamlanmamış bir cümledir insan."

    Tarık Tufan

    Hayat resim yapmak gibidir.

    Renkler senin tercihindir.

    Siyahlı beyazlıda yaşayabilirsin.

    Rengarenkte...

    Yanlış bir fırça darbesi;

    Bütün bir resmi mahvedebilir.

    Yaşamak istiyorsan gülüp geçeceksin .

    Gülüşün dostuna mutluluk,

    Düşmanına eziyet olacak.

    Dilinde neşeli şarkılar,

    Elinde rengarenk çiçekler.

    Dans eder gibi hayatla,

    Mutluluğun resmini çizeceksin...

    Nasıl da yalnızlaşıyoruz giderek.

    Nasıl da yabancılaşıyoruz birbirimize..

    Biz miyiz bu insanlar;

    Bu konu komşu, Bu arkadaş, eş dost, Bu mahalle, Bu sokak

    Bu çoluk çocuk, ana baba, Bu biz miyiz ?

    Biz ne hale geldik böyle ?

    Mal davası, mülk davası derken,

    kardeşin kardeşle ölümlük olduğu.

    Benlik, senlik kavgaları yüzünden yuvalarna, Menfaatler yüzünden dostlukların bozulduğu..

    İnternetti, televizyondu, hazır gıdaydı derken komşulukların unutulduğu..

    Bırakın omuz omuza, göz göze gelmeye korkar oldu insanlar..

    Sanırsınız ki parayla satılıyor küçücük gülümsemeler, günaydınlar, bir kuru merhabalar..

    Herkesin burnu Kaf Dağı'nda, oysa herkes sadece bizim gördüğümüz kadar;

    Bilmiyorlar, başımızı çevirsek, hiç yoklar ..!

    Ne yazık ki miras karşılığı sevilir oldu ana babalar..

    Ve yalan oldu gerçek sevdalar..

    Eskiden bir bakıştan, bir gülüşten titrerdi yüreklerimiz..

    Şimdilerde ise kızın fiziği, oğlanın para pul fizibilitesiyle doğru orantılı oldu.. Sevgilerimiz.

    Ne olacak sanki, iki gün gönlümüzü eğler, heyecanımız bitince de, yeni heyecanlara doğru çeker gideriz..

    Kısacası öğütürz biz;

    İnsanı, Aşkı, Sevdayı, Vefayı, Dostluğu, Arkadaşlığı öğütürüz biz...

    Sanırım hep katkılı gıdalar yüzünden bunlar,

    Ya da internet mi acaba neden,

    Ya da zayıflayan imanlarımız ?

    Belki de, giderek kaybolan vicdanlarımız...

    Öğütüle öğütüle un ufak olmuş insanlığımız..!

    T.Tuğba Baş